|
||||||||||||||||||
Konuk Defteri
Yıllar sonra selam yazalım kale mi kiralim Mudanya dan selamlar.. yeni yusufelinden selamlar. eski yusufeli yavaş yavaş sular altında kalmaya başladı bir tarih sular altında kalıyor. görmek isteyenlere arkadaşlara duyrulur. Artvinden hayırlı günler Artvinden hayırlı günler değerli oğdarlı dostlar her şey gonlunuzce olsun Sisteme giriş
Çevrimiçi
Şu an bağlı olan kullanıcılar:
3 konuk ve 0 kayıtlı kullanıcı çevrimiçi. Şu anda sitemizde konuksunuz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz. |
NİHAT ALAN ŞİİRLERİGönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 16 Aralık 2008 SalıŞiirlerimiz Tahnagaralılar sizde gorastunuzmı Kaç senedir mevsiminde gitmedim Meyvesini çok severdim tatmadım İsmini sizlere yad etmedim İsmini bilir TAHNAGARALILAR Kar yağmadan önce beklemez bizi Ağzına koyarsın andırır buzu Yemek için beklemeliyiz ügzü Kışa doğru yetişir TAHNAGARALILAR Fazlasını kimseye satmadım Civar köylerde varmı gitmedim Birkaç yerde gördüm tatmadım Tadını bilir TAHNAGARALILAR Tahnagaralılar sizde gorastunuzmı Kaç senedir mevsiminde gitmedim Meyvesini çok severdim tatmadım İsmini sizlere yad etmedim İsmini bilir TAHNAGARALILAR Kar yağmadan önce beklemez bizi Ağzına koyarsın andırır buzu Yemek için beklemeliyiz ügzü Kışa doğru yetişir TAHNAGARALILAR Fazlasını kimseye satmadım Civar köylerde varmı gitmedim Birkaç yerde gördüm tatmadım Tadını bilir TAHNAGARALILAR Başka yerde belki tutmaz Tutsada meyve etmez Yiyen bir daha unutmaz Unuttunuzmu TAHNAGARALILAR Yetişmesinin tutmaz ayarı Ne güzün olur nede baharı Çiçekte olur yaz ayları Kışa onunla girer TAHNAGARALILAR Karın üzerine dökülür Meyvesi kırmızı olur Adı nasıl unutulur Hatırladınızmı TAHNAGARALILAR Tahnagara ona mekan Dibine sarmıştır diken Olmazmı üstüne çıkan Toplayalım TAHNAGARALILAR Ona hizmet eden yoktur Yıllamaz meyvesi çoktur Görenler der ne bolluktur Gorastınızmı TAHNAGARALILAR Sözüm yabana atmayın Tez gelin unutmayın KIRKAT yemeden gitmeyin KIRKAT bu TAHNAGARALILAR Bu yıl da yiyemedik KIRKAT'ı Lütfen bozalım diyeti Dinleyin şu Nihat'i Buluşalım TAHNAGARALILAR Gönderen:: nihatalan TANI GÜNYAYLA KÖYÜNÜ Bilemem söze nasıl gireyim Sizlere köyümden bilgi vereyim Fazla detayına inemiyorum İğneden ipliğe nasıl bileyim Çevreyi göreceksen in arabadan Köyünü tanımaya başla buradan Değeneksiz gitme yokuştur yolu Araba yolu yok devam patıkadan Bağları geçince görünür Şiker Bütün güzelliğini önüne döker Köyüm için çok değeri vardır Yeri olan sebze meyvesini eker Şiker'in etrafı çevrilmiş taşla Günyayla Köylüsünü saklayan kışla Yazın su nöbetine gidilir Konaklamak için gelinir kışla Çık kurundüzüne gör Çakıyıt'ı Bacalar çalıdır yok kiremiti Artık kimse uğramaz oldu Bozulmuş oranın her teşkilatı Anlatmakla bitmez güzelim Şiker Bir yanı Carbasan bir yanı Hoşmukar Geçip girelim köyün yoluna Bizi bekliyor büyük zorluklar Hebonun Bağı'ında ayrılır yollar Sağında köy yolu solda mezralar Birazcik burada mola verelım Köy istikameti rampadır zorlar Ylcu hazırladınmı emanetini Unutma Şiker'in Çiyapart'ını Birgün sende ölüp gidersin Hatırla orada yatan atanı Mezarlığın üzeri Taş Başı Oturup bakarsın Şiker'e- karşı Birde tarıhı eser saklar Yan tarafta Kilise Taşı Devam ederseniz eğridir yollar Kısa kısa keik vıraj verirler Mesafesi fazla uzun değildir Nokta koyar Çift Ardiçlar Yanıbaşında Kandagara İki hane yerleşmiştir buraya Yavaştan ilerleyip gidelim Üzüm toprağına gelinir KALO'ya Pohmiçe'den sonra Demirli Kürün Su içmek için biraz oturun Yolun yarısıdır dinlenin dostlar Eyüp Hafız Dayıyı hatra getirin Çıkıp bakarsın Taparta Tarlalar hep çıkmış korta Birkaç aile vardı göçtü Şevket yatar ambarda Dilek ağacı Çullu Panta Her geçen vurmuş bir balta Üzerinde çul çaput sallanır İliştir sende bir bez parça Ermiş değil o bir ağaç Dök içini derdini aç Dilekler kabul olurmuş Bana göre batıl inanç Toprağı çok verimli Hava geçerse yağmurlu Bahsettiğim Tahnagara Kimse kalmıyor devamlı Tahnagara seyran yeri Bakar görürsün her yeri Köyü arkasına almış Göstermez Samele Sırtları Biraz burada bekleyin Köyü sonraya saklayın Her tarafı gezemeyiz Buradan bakıp yoklayın Alırsın bir kameryı Çekersin dağı dereyi Dönelim yol ayrımına Hatırlayalım geriyi Herkes inemez Opo'ya Patıkadan çık İbo'ya Oğnut'ları görmek için Geçelim Künçül Tepe'ye Geçit vermeyen Çalkar'ı Kara Pıkal Sarı Taşlar'ı Carbasan Çapo'dan sonra Taşkurunu Hanzın Sırtları Ginkalonun bereketi Artık gitti kerameti Güzelim bahçe bağları Konçogıl de terk etti Cabağet taşın başında Sırtlar onun yokuşunda Aho Eküter bizimdir Avazan'ın birazı komşuda Lükeset'in Panta'sı boldur Kirtiyit'in dütü baldır Kiraz yemek istıyorsan Gocoğet'ten sepet doldur Yaylayı andırır Gezlor Orman içinde duzlar Piknik yapmaya git gör Yetişince kırazlar Kortel'den Urut'a Dönelim Arka Sirta Merabake piknik yeri Masa yok serersin korta Hozanlar'dan Sanıkor'a Aknal'dan Başnıkora'ya Yazmakla bitiremeyiz Sıkışmaz her yer buraya Bayır bacak hep kaldı Artık kapasıte doldu Uzadı kısa keselim Kafamız ambalaj oldu Nasatğave eser durur Sırta çıkan köyü görür Şükür kavuşturana deyip Diline dua tuturur Köyümü süslüyor duzlar Çapa yapar gelin kızlar Kışın kayak kayılır Ekinler boy verir yazlar Artık olmaz yayla goçu Sadece biçerler çoçu Gençler köyden gidince Yaşlılar neylesin Maçı Yasak'ta piknik yapılır Pikal ocağa atılır Temiz Orman havasında Yorgunluk sıtres atılır Ketevet Kirazalan hududu Kordıyıt'ta oynardık Dudu Birgüne biçip kurutulur Kalkar Çayırların ötü Kaçkal'da işlenmiş taşlar Çabuk'tan sıradağ başlar Dağın ötesinde kalır Başıdık Kurun Karataşlar Acıbayır Büyük Dere Geçelim Orta Bayır'a Haziran ayı içinde Gelinir Dağa Seyır'e Akşamdan hazirlık olur Şenlikler çok güzel olur Bir yanda oyun oynanır Bir yanda kebap vurulur Neşeli dönülür köye Araba yok herkes yaya İçmeden gitmek olmaz Uğra Çaro'dakı Su'ya Adım sorarsanız Nihat'im Dörtlüklerle Köyüm anlattım Fikra Masal'mı yoksa Hikaye Şiir yazdığımı zannettim 7-MAYIS-1997 -ÇARŞAMBA OKUYANLARA TEŞEKKÜRLER epey kafa şışırdım ' Gönderen:: nihatalan DEVLET MEMURU Kayıp etti kimliği işe girince Memur olup takım elbise giyince Biraz kendine çeki düzen verince Adama bak dediler Devlet Memuru Her zaman köye gidemez Türne tatılı hayal edemez Kendisi aç sadaka veremez Bakıma muhtaç Devlet Memuru Nice zorluklarla işe ulaşır Dakıktır saat gibi çalışır Ne siyaset yapar ne polıtıkaya karışır Sandıkta aranır DevletMemuru Aybaşı gelmeden hesaplar yapar Ne para kalır ne hesap tutar İdamlıklar gibi ipleri kopar Sitresten yıkılır Devlet Memuru Gürürlüdür kimseye boyun eğmez Parsı olmıyanın hatrı sayılmaz Memur olmıyanlar halını bilmez Yağıyla kavrulur Devlet Memuru Tefeci çeteci alıp gidince Çalışmadan yıyenleri görünce Açlıktan ölenleri duyunca Halime şükür der Devlet Memuru Durum vaziyet böyle olunca Evde ailesi hesap sorunca Birde amirden azar görünce Ozaman kahrolur Devlet Memuru Yazdıklarıma gücenmek olmaz Çalışan ezilir göze giremez İki yüzlülerden meydan bulamaz Derece için uğraşır Devlet Memuru Aylık gelirim maaşım dıyor Soğan ekmeğe talım ediyor Konfeksiyon kasaptan uzak duruyor Açtır açıktadır Devlet Memuru Alışveriş yaparken çok araştırır Seyyar satıcıları dolaştırır Pazarda eskileri karıştırır Yeni giyemez Devlet Memuru Lüks dairelere maaşı yetmez Dübleks daire villayi hayal etmez Lojmana girmeye derece yetmez Ahşap evi zor bulur Devlet Memuru Damla akar çatı onarılmamış Banyo teşkilatı hıç kurulmamış Yıkık tuvaletten eser kalmamış Çürüyüp gidiyor Devlet Memuru Birkaç kelimeyle sorunlar bitmez Fatura kabarır suları akmaz Elektrikli olana elini tutmaz Mum ışığında ötürür Devlet Memuru Oy verdikleri tepeden bakar Kendi maaşlarında elleri kalkar Bize sira gelince Meclısten çıkar Para yok der onlar Devlet Memuru Lanetler yağdırır herkes düzene Kime dert yansan derki bize ne Bakılmaz oldu memurların yüzüne Altıyüzelliyediye takılır Devlet Memuru Yazdıklarım belki abartılıdır Biraz acı ama haklıdır Böyle olması kimin kabahatıdır Araştırma yapamaz Devlet Memuru Soran olursa kimin eseri Ne deliyim ne de serseri Haykıramayıca içinden gelen sesleri Kaleme dökmüş Devlet Memuru 25-4-1997-CUMA 2.Bölüm 25-04-1997-CUMA Gönderen:: nihatalan KÖYÜM Ekonomık şartlar planı bozdu Bu şartlar altında geçinmek zordu Birazda paranın hatırı vardı İşe girince ayrıldık KÖYÜM Ekerim tarlayı vermez emeğim Köyümün dışında buldum ekmeğim Köyümün hasretiyle yanar yüreğim Geçinebilmek için ayrıldık KÖUÜM Rakım yüksektir bitmez sorunu Sekiz ay açamayız yolun karını Hasta çıksa nasıl olur durumu Düşünerek mecbur ayrıldık KÖYÜM Saymakla bitmez ki sorunların Uzun süre kapalı kalır yolların Ağustosta ancak açar güllerin Kışlar ağır geldi ayrıldık KÖUÜM Doğa güzelliğin harıkulade Dillere destan olur her yerde Güzelliğin bulamadım şehirde Hayat şartları ayırdı KÖYÜM İşe girince gelemez oldum Gelip gidenden haberin aldım Bayramdan bayrama ziyarete geldim Çevreyi görmeden ayrıldık KÖYÜM Senede bir geliyorum tatile Anlatamam seni birkaç satırla Çocukluğumdan kalan hatıra Çok ama mecbür ayrıldık KÖYÜM Mecbüren ayrılmak zor geldi bana Ayrı kalsam da bağlıyım sana Bayrama geldiğimde bu sene Bir hafta içinde ayrıldık KÖYÜM 28-4-1997-PAZARTESİ ÖZLEM 1997 Dört yılda bir şenlik yapalım dedik Adı ÖZLEM olsun diye karara vardık Avrupaya bile haber yolladık GÜNYAYLA KÖYÜ'nde buluşmak için Özlem gidermek için geldik sılaya Ne Dağ seyrine gidilir nede Yayla'ya Geleneklermizi bir bir koyalım sıraya Gelelim geleneklerimizi yaşatmak için Gelelim ki örnek alsın yeni nesil Devam etsin unutulmasın töre usul Kim nerede ne yapıyor durumu nasıl Gelelim köyümüzde konuşmak için Anlatalım çocuklarımıza gelsinler Köye Ziyarette bulunsunlar toprağa suya Küskün kalmasınlar ataya soya Gelelim soyumuzu tanımak için Onlarda anlatsın torunlarına Açık olsun herkesin yorumlarına Çözüm bulalım Köyün sorunlarına Gelelim Köyümüzü geliştirmek için Imkansızlıklar uzağa atmış olsa da Yıllardır Köyünden kopmuş olsa da Her sene değil dört yılda bir olsa da Gelelim Köyümüze görüşmek için Atalarımızın mekanı buradır bizim Her fırsatta ziyarete gelmemiz lazım Eğer dıyorsak OĞDAR'da özüm Gelelim özümüze kavuşmak için 29-4-1997-SALI Gönderen:: nihatalan
|