|
||||||||||||||||||||||||
Konuk Defteri
Yıllar sonra selam yazalım kale mi kiralim Mudanya dan selamlar.. yeni yusufelinden selamlar. eski yusufeli yavaş yavaş sular altında kalmaya başladı bir tarih sular altında kalıyor. görmek isteyenlere arkadaşlara duyrulur. Artvinden hayırlı günler Artvinden hayırlı günler değerli oğdarlı dostlar her şey gonlunuzce olsun Sisteme giriş
Çevrimiçi
Şu an bağlı olan kullanıcılar:
3 konuk ve 0 kayıtlı kullanıcı çevrimiçi. Şu anda sitemizde konuksunuz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz. |
Çiçeklerin fotoğraflarını çeke çeke doğayı seyrede seyrede çoça çıktık.çocu tamamen duman sarmıştı.Aynı gün kadastrocular yaylalarda tarlaları tapuladıkları için yaylalar eski günlerini aratmayacak kadar şenlikliydi. Eskiden yaylalar ne şenlikliydi bu zamanlar çoçta tana sesleri,eşek anırmaları ,çocukların oyun sesleri,Şimdi hiç biri yok. Hem çoç çiçeği bulmak,hem eski gozadan su içmek ve hemde eski hatıraları bulmak için çoça girdim.Dizlere kadar ot ,şağdan ıslanmış birde çoçun bataklığı dizlerime kadar ıslandım.Ama çoç çiçeği bulma uğruna epey ilerledim sonunda bulamayacağımı anlayınca ve de çok ıslanınca mecbur geri döndüm.Bu arada çoçtaki gölü ve su içtiğimiz yeri bulamadım yerleri bile kaybolmuş. Yola çıkarak yukarı çoça kadar yürüdüm her adımda bir anı her adımda bir arkadaş sesi tarlalarda oha,çüş sesleri yada tavarların zil sesleri her yandan ses geliyordu ama kimse yoktu. Yukarı çoçta suyumuzu içtik buz gibi herkesin yerine gelemeyenlerin içemeyenlerin yerine su içtik.yaylalrda 5-10 aile yerlerini tapulatıyordu. Dumanların sislerin arasında sırta çıktık.Sırtta manzara seyreden İdrisgillere rastladık(Kahraman abi bile bağırmıyordu sırtta manazara seyrediyor sarı çiçek topluyorlardı. Artık yolun en güzel yerine gelmiştik.bıraz yorulduk ama artık dümdüz yolda etrafı doğayı çiçekleri seyrede seyrede hatta ara sıra ıhu hu çaka çaka gilanı geçip dumanların arasında sanıkora geldik.Saçlarımız yağmur yağmıi gibi ıslanmıştı.Gocoğetten gezlordan bağıranlara bizde bağırarak ıhuhu çekerek cevap veriyorduk. Sanıkorda Çamlardan resmen su akıyordu şağdan.Havam hem esiyor hem şağ geliyordu resmen kış gibi sertti.Ama burda çay içmeden gitmeyecektik.Termusumuzdan sıcak suyumuzu çıkarıp biraz içimizi ısıtıp lor ekmek soğan yedikten sonra yola çıktık.Bilal eminin evinin yanından ilerleyince az ilerde camuşgilin bayırda soğuk su var belki bir çoğu bilmiyor ama soğuk içimi kolay su yeni kurun yapmışlar.Soğuk suyumuzu da içip eküter yoluna indik.şağlı otların arasından düşe kalka. EKüter yolu belki köyün en ilginç manzaralı yollarındandır.Ama ne yazkıki dumandan tam çeveryi görmek mümkün olmuyordu.Yollar artık kimse gitmeye gitmeye kaybolmuş.zor geçilir hale gelmişti.Konuşmalarımız kuşaklardan geri yankılanıyor.kuşlar kartallar etrafımızda uçuyor Engin bu arada durmadan resim çekiyordu. Bazen duman çekilince sanıkoru gezloru ormanları seyretmeye başladık.Bu yoldan ilk defa gelenler hem korkuyor hemde heycan duyuyorları manzara karşısında. Ekütere gelince burası da başka bir güzel hatta en güzel yerlerden biriydi.Etrafımızda 15-20 kahkaba havalandı.Ekütere kurunun yanına gelince yakınlardan çok güzel gül kokusu geldi.Kurundan sular akıyor çevre belliki Turagil de terketmiş sessiz sakin otlar diz boyunda.Evler her yerdeki gibi harabeye dönmüş yıkılmaya yüz tutmuş. İnsanın hüzünlenmemesi elde değil.Bu evlerde kimler yaşadı ne acılar üzüntüler yaşandı.Şimdi terkedilmişliğe isyan gibi hepsi gururla ayakta durmaya gayret ediyorlar. Ekütere gidenler bilir Oğdarın değil çevrenin hatta Türkiyenin en ilginç yerlerinden birisi.Sanki koskocaman bir balkon gibi çevre ayaklarının altında .Oğdar sanıkordan,lükesete tahnagaraya şikerin boğazına Ibonun harmanına hatta Kaçkarlar her yer karşında insan büyüleniyor. Gezlorun düzünde şenliğe gelenler vardı.oyunlar oynuyorlar eğleniyorlardı.Bizim seslerimize onlarda karşılık veriyorlardı.ben belki 25 sene önce gelmiştim en son ama ilk defa gelenler Eküterin manzarasına hayran kaldılar. Ordan Ahonun sırtına indik.Artık Gezlordakiler daha yakındaydı elimizi uzatsak değecek gibiydi.Ama yorgunluk belli etmeye başladı.Ahonun sırtında da çayımızı içerek gezlora inmeye başladık.Yollar çocukluğumuzun geçtiği sırtımızda katırla ot taşıdığımız çobanlık yaptığımız yollar kaybolmuş heryer sanki bize küs gibiydi. Biraz hüzünlenerek biraz heycanlanarak gezlora (hampagilin gezlora) indik.Doğup büyüdüğümüz evleri tarlaları çayırları bayırları gördük.Geçmişi hatırladık hüzünlendik.Kimler geldi kimler geçti gözlerimizden.Bavçagılın suyun sesi şelale gibi hala geliyor.hamzatgilin ,hopurgilin meşe bir adım ötede karşımda. Bazen görmemek gitmemek daha iyi sanırım.neyse Bavçagilin gezlorda duman tütüyor Mozo emi bağırıyordu meşede sakız toplarken.Kevelin harmanında çayımızı içtik ekmek yedik.Oğdarın en güzel suyu çınavloğun altında bavçagilin su derler ondan içtik.Duza şenliğe gittik.Gezlorun duzunda epey millet vardı.Oyunlarına karıştık.hatta boğa yarışı yaptık Tevfikin boğası benim boğayı yendi(boğa otu) Ve geri dönüş başladı.Gezlordan sonra yollar insan kaynıyor arabaların biri geliyor biri gidiyor .Gocoğette Bektaş Paşa emininde çayını suyunu içtik. Tekrar yola çıktık.Soğuk sulardan içerek merabakeden geçerek Oğdara ulaştık.Sırtta biraz mola verip dağı taşı memleketi seyrettik . O gün sanırım 6-7 saat yürüdük ama belki oğdarda geçirdiğimiz en güzel günlerden biri oldu.
|