Ana sayfa Köyümüz Albüm Üye giriş Konuk defteri İletişim Hizmetler Dosya indirme
Konuk Defteri  

Yıllar sonra selam yazalım kale mi kiralim
   - betonkaya, 09.10.2023

Mudanya dan selamlar..

Mudanya da bahar havası yaşıyoruz..
Yusufeli hepimizi üzüyor, yüreğimizi yakıyor..
Yazın ancak geliriz o zaman da muhtemelen Eski Yusufeli sulara gömülür..
   - cmustafagumus, 24.02.2023

yeni yusufelinden selamlar. eski yusufeli yavaş yavaş sular altında kalmaya başladı bir tarih sular altında kalıyor. görmek isteyenlere arkadaşlara duyrulur.
   - sanikor, 23.02.2023

Artvinden hayırlı günler
   - Cemal Akistanbullu, 09.11.2022

Artvinden hayırlı günler değerli oğdarlı dostlar her şey gonlunuzce olsun
   - Cemal Akistanbullu, 29.05.2022




EkleBunu Sosyal Paylaşım Butonu

Sisteme giriş  




 


Hala hesabınız yok mu? Hesap açmak için tıklayın.

Çevrimiçi  
Şu an bağlı olan kullanıcılar:
5 konuk ve 0 kayıtlı kullanıcı çevrimiçi.

Şu anda sitemizde konuksunuz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

BEN GEDİYARAM

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 06 Ekim 2015 Salı
Konu: Sosyal yapı 
Yusufelili bir hemşerimizin yazdığı mektup:
Hekime Balcı

Siftayi bana bu koşayi veran Ömer Begefendiya teşekkur edarım. Torunuma yazdurduğum köşayazarluği dilekçesına ela haftasına cuğap geldi. Dedımki ola oğul bu dilekçayi devleta verayduh kim bilur kaç ayda gedardi. Onlar cuğabuni verana kadar zaten benımda omrum bitardi. Devlet işi bu, baksana o fener dosyasimidur na Almaniye’dan alti aydur bir turli gelamadi. Artvin’dan gelsa diyahki Hopa Daği kapaliydi ama Almaniye’da dağ yok bişe yok.

Bu kışın Adapazarı’nda oğlumun yanına geldım. Allah sizi inandursun na yeduğum yeduh na içtuğum içtuhtur. Allah razi olsun çocuhlar geturiyer yapiyer ediyer ama heçbişeyın tadi tuzi yok. Diyerımki ola etmayın oğul zemheri da domates yeyilmaz, abu yaz sebzelarıni kışın almayın.

Abu şehirda yaşayan çilçocuh sade fatura odamaya çalişiyer. Hafta geçmiyerki bir fatura gelmasın.

Diyerım ki oğul suyun paraynan olduği yerda durulmaz gelın memleketa gedah, ama beni dinniyan yokki.

Geçan gun Artvinda ki kızım aradi.

Ana na var na yok oralarda diya sordi. Dedım kızım yakında seçimlar vardur, buralarda it izi kurt izina karişti. Parti başkanlari bir birına bağırıp çağıriyer. Diyerımki na hengemuz var. Abela insan gibi sakin sakin konuşsazda benda ağnasam ki bunlar bir işi becaracahlar. Hayt huyt ediyerlar, desınlarki heçonun hençeri var.

Epey zamandur gozlarım gormiyerdi. Her şeyi alaca bulaca goriyerdım. Allah razi olsun oğlum dediki ana senın gozuni ameliyet etturah. Hastahanaya gettuh doktor bakti mercek koyulacah dedi. Dedımki doktor beg en eyisından koyki gozum gormazdan memleketa gedarımda derlarki gelin vurdi ya bişey ben elın lafuni çekamam. Doktor dediki sana en eyisından Amerikan mercegi takacam.

Dedım tamam abu yalan dunyaya birazda Amerikanın gozinan bakem. Lafi uzatmiyah takturdum, ela goriyerımki cam gibi. Dunyaya yohardan bakiyerım.

Cemilelarki ( cemre ) havada suda toprakta oynadiya herifa dedımki hayde, memleketa getmanın zamani geldi.

Bu kadar gurbetlik yetar.

Kuşi altun kafesa koymişlar ‘ ah vatan ‘ demiş.

Sizın olsun çarşi pazarınız. Sizın olsun içilmiyan çeşma sularınız. Sizın olsun Komur dumani kirli havanız. Sizın olsun goranda selam vermiyan koni komşilarız. Sizın olsun hormonli domateslar. Sizın olsun Bursa, Uludağ, İzmit Adapazarı sizin olsun. Sizın olsun İstanbol,Ankara. Sizın olsun her şey. Yeterki siz bizim olun, bizi ve memleketi unutmayın..!

Ben gediyerım…
Sayfayı yazdırmaya hazırla

GELMADI

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 06 Ekim 2015 Salı
Konu: Şiirlerimiz 
GELMADİ



Yol ettuh koçinan yaban ellara

Anasi gelmadi bala gelmadi

Baka kalduh arkasından yollara

Geçti günlar aylar yila gelmadi



Göç Göç oldi herkes getti siradan

Kalanlara sabır versın yaradan

Yavrum 74 ta uçti buradan

Otuz beş yil oldi hala gelmadi



Yollarmi yetişur dağdan ovadan

Beklarım turnalar gelmaz havadan

Oki firğan oldi bulbul yuvadan

Uzahtur çilesi gul a gelmadi



Duşmiyan kalmadi gurbet ellara

Koydi felek bizi haldan hallara

Sordum haber varmi esan yellara

Ağladi bulutlar dila gelmadi





Soylayıp Hakime dertlari sayar

Gurbetta kalanlar senimi duyar

Şimdi koyda kalduh iki ihtiyar

Gedan getti gurbet el a gelmadi



Hakime Balcı
Sayfayı yazdırmaya hazırla

CAN YÜCEL

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 06 Ekim 2015 Salı
Konu: Şiirlerimiz 
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel
Sayfayı yazdırmaya hazırla

KURBAN BAYRAMI KUTLU OLSUN

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 18 Eylül 2015 Cuma
Konu: Sosyal yapı 
İLk çocukluğumda hatırladığım kurban bayramı kışa karlı zamanlara denk gelirdi.daha sonraki çocukluğumda da kurban bayramı bu zamanlara geliyordu.
Kartolların çıkmaya başladığı zamanlar,
kardelenlerin çayırlardan çıkmaya başladığı,
tikankakalarının kızardığı daha kuşburnu olmadığı zamanlarda hatta reçel marmelat yapılmadığı zamanlarda
pantaların yeriştiği
salorların sarardığı dağların kırağıya büründüğü
Dağ köylerinden,ohurdan,tavuskardan eşeklerle yolcuların geldiği zamanlarda
öküzün gezlordan sanıkora gittiği
bazı komşuların mezraya koçtuğu
lükesetlerin gezlorların renk cumbuğuna döndüğü
gurbetçilerin dönmeye başladığı
okulların açıldığı
sazvenede bile ekin kalmadığı zamanlarda
kavakların sarardığı
lahanaların kafa yaptığı
guz şalgamlarının büyümeye başladığı
harman gölgelerinde tarla başlarında kartol için kuyların kazıldığı
şikerde kızılcıkların sonuna gelindiği
üzümlerin narların yetiştiği
hurmanların ağzımızı burduğu
sabrı eminin kuru kızılcık toğladığı,kartol toplamaya başladığı
Tahılı unu az komşuların ofisten buğday almaya başladığı
tarla ot sap işleri azalan komşuların bucuca toplamak için meşelere gittiği
Bekçi temo eminin arada görmezden geldiği arada düdük çalarak korkuttuğu
Şikerde dökülen gazellerin üzerinde ayvaların düştüğü
daha hatırlamadığım zamanlarda
Kerem Hüsen eminin,Dodı Hasan Tayının,Dursun eminin kurbanlık getirmeye başladığı zaman işte tam bu zamanlardı.
Sayfayı yazdırmaya hazırla

BENİM ACIM,SENİN ACIN

Gönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 09 Eylül 2015 Çarşamba
Konu: Sosyal yapı 
Prof.Dr.Giyasettin DEMİRHAN

Bu yazı 21 Şubat 2015 tarihinde yazıldı. Köy görünüyor da köye ulaşmak için dolambaçlı yollar tercih ediliyor ya da gerçek yolları görmekte zorlanıyoruz. Durum böyle olunca her şey pahalıya mal oluyor ve kazanan yok ortada... Kaybeden ise çok ;(((
BENİM ACIM, SENİN ACIN... Koltuklarda Oturmakla Problem Çözülmüyor. Hayata İçinden Bakmak Lazım...
Acının da tarafı var ya... Ona şaşarım hep. Var tabi ki! Sana, en yakınına, ailene, dostuna ait acı tamamiyla sana aittir.
Öyle de; tecavüz edilip öldürülen kadının, bıçak saplanan öğrencinin, kurşun sıkılan askerin ya da sivilin, yol vermedi diye başı ezilen sürücünün, daha başarılı diye kıskanılan çalışanın, inançlı ya da inançsız diye dışlanan bireyin, giyiminden dolayı "tahrik oluyorum" düşüncesinin yarattığı baskının, dahası; insan olma çabası içinde olup acı çekenlerin acısı kime ait?
Öyle ya! herkesin acısı kendine... Nedense çoğunluk böyle düşünür ama yalnız kaldığında, hakkı yendiğinde, başına geldiğinde "Ah vah!" eder. İşte o zaman birbirimize olan sorumluluğumuz anımsanır. Oysa yaşamın her anı bu an...
Nejat İşler iyi demiş: Berkin'e sahip çıkmakla Alevi, Fırat'a sahip çıkmakla ülkücü olunmaz. Dahası, Demirtaş'ın sözünü onaylamakla kürt, Arınç'ın sözünü takdir etmekle muhafazakar, aydınlıktan söz edince Atatürkçü, liberallikten söz edince Amerikancı, özgürlükten söz edince solcu, kadın haklarını savunmakla feminist, çobanla birlikte çay içmekle cahil, Paris'te müze gezmekle entellektüel, vb olunmaz.
Diyelim ki olunur... O an için ol! Ne olur yani! Bunun özü insan olmak ama insan olmanın neresindeyiz önce ona bakmak lazım. Her sabah uyanınca, her akşam uyku öncesi...
Unutmamak lazım. En zayıf olan bireydir, en özgür olması gereken de... ama birbirimizden de sorumluyuz. Ne olursak olalım. Hayalci miyim nedir? Diyelim ki öyleyim!
Aklımız sermayemizdir. Mukayyet olalım. Söze gerek yok. Ben kadar, ailem kadar evime ve ülkemize aitim ama bir o kadar da dünyalıyım.
Nazım Hikmet zaten özetlemiş. Kimseye söz düşmez belki ama bu sıklık bitsin deme hakkı da olmalı insanın.
"Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim."
Sayfayı yazdırmaya hazırla

<   11121314151617181828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108   >