|
||||||||||||||||||
Konuk Defteri
Yıllar sonra selam yazalım kale mi kiralim Mudanya dan selamlar.. yeni yusufelinden selamlar. eski yusufeli yavaş yavaş sular altında kalmaya başladı bir tarih sular altında kalıyor. görmek isteyenlere arkadaşlara duyrulur. Artvinden hayırlı günler Artvinden hayırlı günler değerli oğdarlı dostlar her şey gonlunuzce olsun Sisteme giriş
Çevrimiçi
Şu an bağlı olan kullanıcılar:
7 konuk ve 0 kayıtlı kullanıcı çevrimiçi. Şu anda sitemizde konuksunuz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz. |
ÖYLE BİR PARTİ İSTİYORUM KİGönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 09 Eylül 2015 ÇarşambaKonu: Sosyal yapı Prof.Dr.Giyasettin DEMİRHAN ÖYLE BİR SİYASİ PARTİ İSTİYORUM Kİ… - Eliot’un şiirinde olduğu gibi, "Kazanması yıllar süren, Kırılması saniyeler alan, Ve dağıldıktan sonra tekrar toparlaması için ömür gereken şeye; Güven" denir. “Güven bir ayna gibidir, Bir kez kırıldı mı hep çizik gösterir” Güven ortamının güçlü şekilde oluşmasını desteklesin. - Yaşadığımız toprağı, coğrafi durumu, uluslararası ilişkileri, kültür birikimini de gözardı etmeden bireyin ve toplumun potansiyelini en üst düzeyde kullansın - Bireylerin akıllarını kullanma becerisi geliştirsin. - İş, politika, akademi ve de her ortamın etik değerlerinin gelişimine katkıda bulunsun. - Her tür yöneticilik pozisyonunun ve mebusluğun iki dönemden fazla olmaması için çaba sarfetsin. - Doğayı, tarihi ve kültürel değerleri koruma çabası içinde olsun. - Bireylere her tür mahalle baskısı ve sorgulanmamış değeri dayatmasın. - Felsefe, Matematik, Bilim, Sanat, Müzik, Edebiyat, Teknoloji ve Sanayinin gelişimini desteklesin. - Bireyin yaşamını kontrol altına alıp nefes almasını güçleştiren yasaklara karşı çıksın. - Farklılıkları; kas-iskelet sistemi, dolaşım sistemi, vicdan ve fikir özgürlüğü kavramlarının mesajı ışığında ele alsın. - Bireyin ve toplumun top yekün kalkınmasını desteklesin. - Ütopya ve hayal gücünü destekleyici çalışmalar yapsın. - Her yetişkinin bir işinin olması gerektiğini ama özellikleri farklı olanların farklı miktarda kazanç elde etme anlayışını desteklesin. - İktidar olunca muhalefete kapı kapatmasın, muhalefette kalınca önerilerde bulunsun. - Koalisyonun el sıkışmak, bir masanın etrafında oturarak sakince konuşmak, işbirliği ve birlikte iş yapma kültürü olduğunu benimsesin. - Empatik-demokratik anlayışın her alanda yerleşmesini sağlasın. - Socrates’e iade-i itibari destekleyici söylemlerde bulunsun. - Mizahı siyasetin odağına yerleştirsin. - Süreç odaklı iş yapsın. - Hayatın kısa olduğunu ve kuşların uçtuğunu kavrasın. - Kökleri iyice sağlamlaştırsın. Çünkü, kökler sağlam olunca gelecek güçlü kurulur. - Moral düzeltici senaryolar yazsın. - Mutlu aşkı desteklesin. - Emeği öğrenerek barış için bolca üretilmesi gerektiğini şiar edinsin. - John Lennon’un dediği gibi, “Vahşet ulu orta her yanda sergilenirken sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir dünyada yaşamaya” karşı çıksın. - Bisiklet kullanımı başta olmak üzere her tür hareketli yaşamı desteklesin. - Empatik-Demokratik toplumu oluşturacak bir Anayasayı desteklesin. - Seçim barajının kaldırılmasını ya da makul seviyeye çekilmesini desteklesin. - Üniversitelerin özerkleşebilmesi için çaba harcasın. - Nitelikli insanlarını, elitlerini, az bulunur değerlerini koruyan bir kültür yaratma çalışmalarına katkıda bulunsun. - Demokratik bir ortamda yaşayan bireylerin, demokrasinin salt oy kullanmak olmadığını öğrenmelerini sağlasın. - Yakınılmayacak ve herkesin dava sonrasında bir “Ohh!” çekecekleri bir adalet ortamı yaratsın. - Sadece çoğunluğun değil, aklın ve yaşantının kurallarının kültürümüze yerleşip azınlık olanları da kucaklayacak ortam yaratılmasını desteklesin. - Siyaset arenasının maddi beklenti yeri değil, "geçici bir görev" yeri haline olduğunu desteklesin. - Dünyanın neresine gidersek gidelim, Türkiye'den geldiğimizi öğrendiklerinde gururla iletişim içinde olduğumuz bir ülke yaratılması için çaba harcasın. - Ülkenin ve toplumun partiden daha önemli olduğu anlayışının yerleşmesini sağlasın. - Mizahın, yaşamın her alanına eğlenceli şekilde yayılmasını desteklesin. - Sosyal medya ve yurttaş gazeteciliğinin yaygınlaşmasını desteklesin. - Her tür yolda "araç önceliği değil, canlı önceliği" olması gerektiği anlayışının yerleşmesini desteklesin. - Bilim, sanat, edebiyat, spor ve müzik alanında Dünyaya yön verecek insanların yetişmesini sağlasın. - Siyasilerin felsefeciler, matematikçiler, bilim insanları, sanatçılar, üreticiler ve genç insanlar ile düzenli olarak bilgi alışverişinde bulunabilecekleri ortam yaratılmasını desteklesin. - Ailelerin oğullarını askere gönderirken gerçekten huzurlu olacakları güvencesinin verileceği günlerin gelmesi için çalışsın. - Dünyaya öncülük edecek güçlü markalar yaratılması için gerekli insangücünün yaratılmasını desteklesin. - Dünyanın her yerinden insanlar gelip "Bunu nasıl yaptınız, bize de öğretin?" sorusununu soracakları buluş, ürün ve sosyal yaklaşımların gelişimini desteklesin. - Netlik, Doğruluk, Kesinlik, İlgililik, Derinlik, Düşünce Özgürlüğü, Mantıklılık, Önem, Adillik gibi Eleştirel Düşünme ilkelerini benimsemiş vatandaşların yetişmesini desteklesin. Bu ilk eve yaklaşımları benimsemiş olan bir siyasi parti bulursam gönül rahatlığıyla oy vermek istiyorum. Bulamaz isem de elbette oy vereceğim ama içimde hep bir burukluk olacak. Sonuçta, siyasi rol ve görevler geçicidir. Zaman gelecek her aday bireysel yaşamına, ailesine, mesleğine dönecek ve "Oh be bitti bu ağır görev!" diyecek. Aslolan da bu değil midir? Çünkü, siyaset geçici bir sürede, toplum için iyi iş yapma niyetinde olanların fedakarlık içinde çalıştıkları bir arenadır. Yaşamın ikincil ama sorumlu bir arenasıdır. Siyasi görevler de, yöneticilik gibi, kişisel hırs ve kazançlardan arınma, topluma, insanlığa karşı gönüllü sorumluluk almadır. Beklentim odur ki, yeni seçilecek olanlar; kişisel kazanç, kayırma, taraftarlık, öznellikten yana değil, nesnellik ve karşılıksız hizmet içinde olup, ülkemizi ve tüm dünyayı kucaklayacaklardır. Bu bağlamda, barış ve huzur dolu bir seçim ortamı diliyorum. Kazanan insan ve insanlık olsun. Çünkü, aslolan birey ve bireyin mutluluğudur. Bireyin iç huzuru bireyi, birey aileyi, aile toplumu, toplum ülkeyi, ülke dünyayı kucaklar. İşin bu kısmı biraz ironi ama güven, diyalog ve işbirliği ile hareket etmezsek, doğa zaten hakemlik görevini bizden alacak gibi gözüküyor. Çünkü hep insanlar olarak, dünyanın ve evrenin sahipleri olarak davranıyoruz ve her şeyi av olarak görüyoruz. Zevk almadan meşgul olup can sıkıntısından kurtulmaya çalışıyoruz. Her şeyi mekanikleştirmeye kalkıştığımızda duyu organlarımıza at gözlüğü takarız ve dünyayı o gözlükle algılarız. Oysa; insan zihni sorgular. Eğer sorgulamazsa demokratça davranmanın yerini zorbalık alır. BAŞIMIZ SAĞOLSUNGönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 07 Eylül 2015 PazartesiKonu: Sosyal yapı
GURBETGönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 02 Eylül 2015 ÇarşambaKonu: Şiirlerimiz Ağırdır vebali kimseler bilmez Bir kere terkeden bir daha dönmez Arada uğramak yarayı sarmaz Gel birde bana sor gurbeti ağam Binbir aroması bahçede bağda Bölük bölük yayılırdı sürüler dağda Artık insan oldu onlar, diskoda barda Birde burdan seyret gurbeti paşam Yazı bir cehennem güneşi yakar Kışı karbon gazı ciğeri söker Cennet vatanımı çok canım çeker Gel birde bana sor gurbeti ağam Sayarsın günleri işkence bitmez Güneşii karanlık bür türlü batmaz Gülü yaban kokmaz, bülbülü ötmez Birde burdan seyret gurbeti paşam Acıdır gurbetin şerbetin tatma Sılamdan kabri bile ellere satma Kadir'in sözünü yabana atma Gel birde bana sor gurbeti ağam Cennet memleketimi sevenlere selam ve sevgilerle. 31.05.2015 KADİR ALAN ZOR GELİR BANAGönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 02 Eylül 2015 ÇarşambaKonu: Şiirlerimiz ZOR GELİR BANA Ebediyete kadar dağıldı hani köylümüz Ne ejdadımız tanır bizi ne de soyumuz Hayal kurmak ile geçer butün ömrümüz Hısım akrabayı tanımamak zor gelir bana Vebalını almak ağır bir yüktür Ayağıma takılan asırlık köktür Ayrılmak mi asla emeği çoktur Sefil sefil gezmek zor gelir bana Bakımsız bağ bahçenin gülleri kurur Terk edilen ocakların külleri durur Rüzgar her birini bir yerlere savurur Tek kişilik var olmak zor gelir bana Cehennem de yansan yaran sararlar Oksjenin bitse sünii tenefus verirler Gelen giden çoktur derdin sorarlar Selam verecek olmaz zor gelir bana Gurbet eli tek çıkar yol sandılar Giderken varını yoğunu da aldılar Gidenler özlem ile vatanı andılar Sessizliği izlemek zor gelir bana Zor geldi bakmak gidenlerin ardından Selam gurbete atalarımızın kabrından Belki anlayan çıkar Nihat'in derdinden Sözlerimin duyulmaması zor gelir bana NİHAT ALAN 02-09-2015 ÇRŞ 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜGönderen: Mustafa Gümüş Tarih: 01 Eylül 2015 SalıKonu: Şiirlerimiz
|